Dersim adının anlamı

Example HTML page

Dersim Farsça-Gileki “der”(kapı), “sim”(gümüş); Kırmançki-Za-zaca’da ise “deyr-sim” sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe’ye “Gümüşkapı” olarak çevirebiliriz. MÖ 6.yüzyıldan önce Yunan tarihçi ve coğrafyacıların Dersim yöresine “Daranis” adını verdikleri ve Anadolu’ya ilişkin en eski adların başında “Daiaini”nin geldiği belirtilmektedir.
1- Dara(Darius) döneminde(Mö 521-486) İran’dan Kızılırmak’a kadar uzanan ve Dersim’i de kapsayan Pers egemenliği kurulur. MÖ 519 yılında Pers Kralı Dara(Darius), Doğu Anadolu ve Dersim’i fetheder. Dersim’in o dönemdeki adı olan “Daranalis”in de Pers Kralı Dara’-nın adından kaynaklandığı sanılmaktadır. Çünkü Dara’dan önceki dönemlernde, Dersim’e böyle bir isim verildiğine rastlanmamaktadır. Tarihçi Ptolemy’nin Dersim’i “Daranalis” olarak kaydetmesi, Dara’-nın Pers kralı olmasından itibaren başlamaktadır.
Munzur Dağları’nı da içine alan geniş bir alanı kapsayan “Daranalis” adının yüzyıllarca kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzde Erzincan’a bağlı Tercan ilçesini kapsayan alana da “Derxene”(Derksen) adının verildiği Strabon’un “Coğrafya” adlı eserinde belirtilmektedir. Tun-celi yöresine “Daranisse” ve “Daranilik” adlarının verildiğine başka bazı kaynaklarda da rastlanmaktadır.
Dersim-Tunceli yöresi çeşitli devirlerde çeşitli adlarla anılmıştır. Hititler zamanında Munzur Dağları’nın güney bölümü “İşuva” (İssuva), Çemişkezek çevresine “Zuhma”, Urartular döneminde Çemişkezek yöresi “Tamişkiş”, “Kalan” yöresi “Sophen”, bugünkü Tunceli’yi kapsayan bölge ise “Supani” adlarıyla anılmışlardır. MÖ kullanılan adlardan biri de Mazgirt ve çevresini kapsayan bölgeye verilen “Akkilisine” adıdır. Bugün Mazgirt’e bağlı olan Akkilise köyünün adı büyük ihtimalle buradan gelmektedir.
Dersim-Tunceli yöresinde, Roma ve Bizans dönemlerinde de bir yandan yeni yerleşim birimleri kurulup, bu alanlar yeni adlarla anılırlar. Diğer yandan, eskiden kalan yer adları bazı değişikliklere uğramıştır. Örneğin “Hieroplis” olarak bilenen Çemişkezek, Bizans İmparatorluğu zamanında “Tsimisca” olarak anılmıştır. “Tsimisca” Hozat’ın eski adı olmasına rağmen, bugünkü Çemişgezek’in esas adıdır. Yine Bizans İmparatorluğu zamanında “Hozan”(Khozan); Urartular döneminde ise “Huzan” Kanton içinde Hazanı’ olarak geçer. “Khozan” eski devirlerde “Plakhovit” ya da “Palahorid”, Çemişgezek “Tshimch gezek” Kızıl Kilise (Pakh) “Kizil Kilsa”, Pertek “Pere-tek” Köprücük olarak belirtilmiştir.
Dersim adının kökeni, Hazar Denizi’nin güneyindeki Deylem bölgesinde yaşantılarını sürdüren Deylemlilere kadar uzanmaktadır. Deylemliler, Pers öncesi halklardan olup 6. yüzyılda Deylemistan adıyla anılan yurtlarını, sürekli olarak Arap, Fars ve Türk Moğol ordularına karşı korurlar. Deylemliler’in yurtlarını koruma çabası, 1256 yılındaki Moğol işgaline kadar sürer. Moğollar’dan kaçarak batıya göç eden bir kısım Deylemliler’in bu günkü Dersim’e yerleştikleri sanılmaktadır.
İşte yurtlarını terk edip, Anadolu’ya doğru göçeden Deylem aşiretlerinin bu bölgeye yerleşmesiyle bölgeye kendi adlarını egemen kıldıkları sanılır. Yunan tarih ve coğrafyacılarının Dersim bölgesine Daranis adını verdikleri gibi, Dara’nın “Bisitun Kitabeler”inde bu havaliyi tanımlayan “Zuzu” tabirinin de Dersim yöresinde konuşulan Kürtçe-Kırmançki dili “Zaza” sözcüğünden geldiği muhtemeldir.
Tunceli çevresi 19. yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı İmparatorlu-ğu’nun resmi yazışmalarında, yoğun olarak “Dersim” adıyla anılmaya başlamıştır. 1847 yılında Dersim sancağının Erzurum eyaletine verilmesinden sonra, 1859 yılında yapılan yeni bir değişiklikle Harput eyaletine bağlanır. İşte bu tarihten sonra Dersim ve çevresi haritalarda gösterilmeye başlanmıştır. Son yüzyıllarda ise Dersim adıyla yöredeki 126 boy ve aşiretin toplamı kastedilmektedir.
Tunceli ve çevresi geçmiş dönemlerde olduğu gibi, Osmanlılar zamanında yer adları değişikliğine uğramıştır. Örneğin; Pulur yerine Pülümür adı kullanılırken, Nazimiye, Akpazar ve Ovacık adları da yeni adlar olarak kullanılmıştır.
1867’deki yönetsel bölünümde ise Tunceli ili sınırları içindeki Çar-sancak’ın bir bölümü (bugünkü Akpazar ya da Peri), Kuzican, Ovacık ve Mazgirt, Erzurum vilayetinin Erzincan sancağı içinde yer almak-taydı. Çarsancak kazası ise Mamuret ül-Aziz vilayetinin merkez sancağına bağlıydı. Osmanlı devlet salnamesinden anlaşıldığı üzere bölge merkezi Dersim sancağından oluşan bir vilayet olmuştu. 1879’da Dersim, ayrı bir vilayet olarak Erzurum’dan ayrıldı. 1886 yılında ise yeniden mutasarraflığa indirildi.
13 Mayıs 1888’de merkez Hozat olmak üzere, Ovacık, Çemişkezek, Çarsancak, Mazgirt, Pertek, Kuzican, Nazmiye ve Pah kasabalarıyla, Mamuret ül-Aziz(Harput) vilayetinin bir sancağı haline dönüştürüldü.
1892 yılı devlet salnamesinin kayıtlarından, Dersim’in yeniden sancak olduğu ve Mamuret ül-Aziz vilayetine bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde Dersim sancağı; Hozat(Merkez), Ovacık (Pulur), Çemiş-kezek, Çarsancak, Mazgirt, Kızılkilise(Nazmiye) ve Pah kazalarından oluşmaktaydı. Kuzican kazası ise 1892 yılında Erzurum vilayetinin Erzincan sancağına bağlıydı. Dersim sancağında, Çarsancak kazasının toplam iki nahiyesi (Merkez ve Pertek) olduğu gibi, 1916 ve 1918 yılında da herhangi bir yönetsel değişikliğe uğramadı.
Cumhuriyet döneminde de bu değişmeler sürmüştür. Cumhuriyet’ten sonra il yapılan Dersim, 1923’te ilçe yapılarak Elazığ’a bağlandı. 1936 yılında tekrar il yapıldı ve 2884 sayılı özel kanunla Dersim adı Tunceli olarak değiştirildi.

Yazı Tarihçi, Araştırmacı, Yazar Sayın Ali Kaya Beye aittir.

 

 

Example HTML page
7 More posts in Blog category
Recommended for you
Munzur Vadisi’nde keşfedilen çan çiçeği

Munzur Vadisi’nde keşfedilen çan çiçeği İlgi uyandırdı. TÜBİTAK tarafından “Türkiye Çan Çiçeklerinin Revizyonu Projesi” kapsamında...