Tarihi Yerler

 Koç Başlı Heykeller  

Tunceli tarihinin önemli yaşayan dayanaklarında olan koç ve at mezar taşı heykelleri  köyümüz’de olmak üzere bütün Tunceli’nin değişik yerlerinde bulunmaktadır. Türkmen Kültür ve inancının zenginliğini taşımaktadır. Özellikle Akkoyunlu’lar dönemininden başlayarak son yüzyıla kadar uzanmaktadır. 1950’li yıllara kadar uzanan koçbaşı mezar taşları, yöreye has özelliği ile horasandan gelen ehlibeyt ocakları ve  toplulukları ile yöre Ermeni’lerinin ortak kültürünü yansıtmaktadır. Hemen hemen Tunceli yöresinin tamamında koç başı mezar taşlarına rastlanmaktadır.  Torut köyünde, at ve koç mezar taşları bilinçsiz nesiler ve siyasi anlayışlar tarafından tahrip edilmiş olmasına rağmen bir tane sağlam olmak üzere kırık mezar taşları bulunmaktadır.

 Çemişgezek Aşağı Köprü :

TAĞAR(ÇEMİŞGEZEK) KÖPRÜSÜ

Çemişgezek’in hemen yanında, tagar çayı üzerinde ova köyleri ile bağlantıyı sağlayan bir köprüdür.Yakın zamana kadar ulaşım bu köprüden sağlanırken hemen alt tarafına yeni bir köprünün yapılmasıyla adeta emekliye ayrılmış ve dinlenmeye çekilmiştir.

Köprü tek gözlü olup bir Osmanlı eseridir.1307 (1891-1892) tarihli Mamuretül Aziz Salnamesinde bu köprü hakkında şu bilgileri vermektedir;

“Kasabanın pişgahında cereyan eden doğar nehri üzerinde iki adet kargir köprü mevcut olup kemer formu sivridir.Kemer uzunluğu ise 16 metredir.Su seviyesinden kilit taşına kadar olan yükseklik 9.2 metredir.Kesme taşlarla yapılan köprü iki profillidir.Köprü başlarında dört tane kaba taş vardır ki birinin üzerinde bir vazodan çıkan üç servi motifi vardır. Onun için halk servili köprü de demektedir.

Köprünün kitabesinin okunan kısımları şöyledir;

Maşallah

……Kıldı şad ihya-ı hamid –abad

Eyleye ya rab….cisr-i nevi cad

Banisine namzeyledi bir tarih

Cihan durdukça ma’murede hak bu cisr-i bünyadı Sene 1222

Miladi 1807 tarihinde Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılan köprü 1856 da Diyarbekir Valisi Akif Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.

Çemişgezek Köprüsü : İlçeye 3 km. uzaklıktaki taş köprü tek sivri kemerden oluşmakta, XIX. yy tarihlenmektedir. 1902 yılında onarım geçirmiştir. Dört işaret taşından birine kavak ağacı motivi işlenmiştir.
Ferruh Şad Bey Türbesi: Köyün yakınında tarlalar arasındadır. Kesme,moloz taş ve tuğladan yapı, kubbe kaplaması dışında oldukça sağlamdır.kapıdaki kitabede Enir Ferruh Şad Bey içi 1551’de yaptırılmıştır. Kesme taştan, sekizgen gövdenin altında, ortasında ve üstünde altaşlardan  bir kuşak yer alır. Yapı, altta mumyalık, üstte mescit bölümüyle Selçuklu türbe geleneğini sürdürmektedir. Sivri kemer içindeki girişi kapısında mihrap yer alır. Döşeme söküldüğünden sandukanın yeri anlaşılmamaktadır.

Hamam-ı Atik (Eski Hamam): Çemişgezek çarşı içinde yapı biraz çukurdadır. Girişinde Türkçe ve Arapça İki yazı vardır. Uzun Hasan’ın oğlu Yakup Bahadır Han’a ilişkin olan yazı yapımla ilgili değildir. Türkçe olanı ise 1762/1763’te Hacı Ali Ağa’nın yaptırdığı onarımla ilgilidir. Akkoyunlular döneminden kesinlikle kaldığı bilinmektedir.
Hamidiye Medresesi:  Çemişgezek ilçesi merkez medrese mahallesinde bulunan Hamidiye medresesi üzerinde bulunan kitabesinde: ŞAH-I FARUKİ SİYER HAZRETİ SULTAN HAMİETTİ MEDRESEYİ TALİ İLME TESİSYAZDI CEVHERLERDE HAYRİ KULU TALİHİ SELİMERKEZ-İ EBED OLA BU DAR-ÜL MÜDEERİS DİYE YAZILMAKTADIR. Medresenin lağvedilmesinden sonra bir dönem adliye binası olarak kullanılan bu binanın mülkiyeti yöre eşrafından Sefer Yılmaz’a ait olup mesken olarak kullanılmaktadır.

Meydan çeşmesi:

Çemişgezek Ulukale Köyündedir.166.yyda yapılmış ve çevresine sivri kemerler yerleştirilmiştir. Çeşme, kesme tastan yapılmış ve önünde bir yalak mevcuttur

Pulur Höyüğü : Çemişgezek ilçesinde bulunan Höyükte 1968 yılında yapılan kazılarda Tunç çağına ait kalıntılara rastlanmıştır.Toplu evlerden meydana gelen Höyükteki evler tas kerpiçten yapılmıştır. Dibek ve tas kabartmalara rastlamıştır. işlenmemiş demir ve krom bulunmuş olup i.Ö. 3000 yıllarına ait kalıntılar olduğu anlaşılmıştır
Sıvdın Köprüsü:

ulukale Köyü :  1968 yılında Keban barajı nedeni ile yapılan kazılar sonucunda pullur höyüğü ortaya çıkarılmıştır. İlk tunç çağına ait 13 yaı saptanmıştır.

Sivdin Köprüsü : Karar deresi zerindeki taş köprü, suyun iki yakasındaki kayalara oyulmuş tek bir kemerden oluşmaktadır. Yapı XII. Ya da XIII.yy’ a tarihlenmektedir.

Uzun Hasan Türbesi : Çemişgezek ilçesinin girişinde bir kaya üstündedir.

Taçkapı yazıtından Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan Adına yapılmıştır.

.1572 yılında iki katli kesme tastan yapılmıştır.Kapı ve sütunları sade bir görünüme sahiptir.Küçük pencereli olan yapı,pramit çatı ile örtülüdür.

Yelmaniye Camisi Çemişgezek İlçesinde  Timur döneminde Taceddin Yalman ‘ın yaptırdığı bildirilmektedir. Taceddin Yalman Timura bağlı bir Türkmen beyi olup XIV.yy’da yapıldığı anlaşılmıştır.

Yeniköy Höyüğü, Çemisgezek ilçesindedir.Keban Baraj Gölü altında kalan Laluşagı Köyü yakınında bulunan ve “Gâvur höyük” adıyla bilinen Höyüktür. Yapılan kazılarda Roma ve Bizans devrine ait kalıntılara rastlanmıştır.Tunç Çağına ait buluntular yanında,islenmiş bazı madenlere rastlanmıştır.

HOZAT İN DELİKLER (Derviş Hücreleri) :  İlçenin batı kesimindeki tağar çayı vadisinin yukarıya doğru uzanan sarp kayalarına oyulmuş eski meskenlerdir.

Halk arasında in delikleri diye tabir edilmektedir. Üçkat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler  ile uzun koridorlardan ibarettir. Bölümlerin su ihtiyacını karşılamak üzere bir büyük havuz kesimi mevcuttur.

eltihatun camisi :  Mazgirt ilçesinde olup Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın kız kardeşi adına 1552de yaptırılmıştır.

Mazgirt kalesi:

Mazgirt ilçesi yakınında bulunan kalenin üst kısmında halen bazı yapılar mevcuttur.Kaleye bir mağaradan gidilir.Mağaranın Önünde tastan yapma merdivenler mevcuttur.Surlar la çevrili olan kalenin en üst kısmında köşk seklinde bir yapı ve yel değirmeni yapılmıştır. Kalenin i.Ö 9 yyda yöreye hakim olan Urartular döneminde yapıldığı, Urartu kralı II. Rusasa ait olan ve kalede bulunan yazıdan anlaşılmıştır. Mazgirt ilçesi sınırları içinde bulunan Mazgirt Kalesi, Kale Köyü Kalesi, Bağın Kalesi ve merkez ilçe sınırları içinde bulunan Anbar Köyü Kalesi yapı olarak benzerlikler arz etmektedir. Bu kalenin tümünde taslar oyularak evler, sulama kanallari, havuzlar, tüneller ve yel değirmenleri yapılmıştır. Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde bu eserlerin tümünün Urartulara ait olduğu sonucunu doğrulamakta dır.Bağın Kalesine ait olup halen Harput müzesinde bulunan Kitabede bunu doğrulamaktadır. Yöre halkınca bu Kalelerin o dönemde haberleşme ve barınma yeri olarak yapıldığı söylentisi günümüze kadar süre gelmiştir

Mazgirt ilçesi- Kale Köyü Kalesi  : Mazgirt İlçe merkezinin doğusunda ve ilçeye 20 km. uzaklıkta olan Kale köyünde bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kaleye büyük kısmı aşınmış merdivenlerle çıkılmaktadır. Kalenin giriş kapısının yanında bulunan çivi yazıların büyük kısmı halen durmaktadır. Giriş kapısı taştan oyulmuştur. Kalenin iç bölümleri de yine kayalar oyularak oda haline dönüştürülmek sureti ile inşa edilmiştir. Kalenin içinde su deposu olarak kullanıldığı sanılan büyük bir sarnıç mevcuttur. Kalenin üste bulunduğu kayanın tabanına doğru, büyük bölümü taş ve toprakla dolmuş 30-40 m uzunluğunda bir dehliz mevcuttur.

Bağın Yazıtı :

Eski Pertek :

Mazgirt/Kaleköy Yazı:

Pertek Aşağı (Çelebi Ağa)Camii : 1570 yılında yapılmıştır.

Kiliseleri :

Pertek Tilköy’deki üç kiliseden biri Süryani kilisesidir. XII yy. Ayrıca Ermeni kilisesi de yapım tarihi bilinmemektedir. Yalnızca XVIII.yy’dan freskler vardır.

Pertek Kalesi : Eski Pertek’in güneybatısında, kayalık bir tepenin üstündeki yapı günümüzde göl ortasında kalmıştır.  Mengcekoğılları ve Osmanlı dönemi izleri taşımaktadır.

Sağman Kalesi ve Sağman Köyü :  Pertek İlçe merkezinin kuzey batısında eski bir yerleşim merkezidir. Geçmişte 70-80 bin nüfusa sahip olan Sağman bugün 10-15 hanelik bir mezra şeklinde kalmıştır. Sağman köyünde kalen bir cami ve kale harabesi vardır. Evliya Çelebi sağman kalesine ait söylenceyi şöyle kaydetmiştir. “Diyarbakır beyi buralarda keklik avlarken bir kayadan Sağmal.. bir ses duymuş. Bu hadiseden korkan bey kayanın üzerinde kurban kesmiş.. Bunun üzerine kaya ortadan yarılmış ve bir gün bir gece Takyanus altınları akmış.Diyarbakır Beyi bu paralarla bu kaleyi yaptırmış adınıda Sağman koymuş…” Sağman-Sakman, Sokman Türk tarihinin içinde kendine göre sülale yaratmış bir beyin adıdır. Bu bey Artukoğullarındandır.

Yukarı (Baysungur) Camii, 1572 yılında yapılmıştır. Aşağı Camiye benzer plandaki yapı üç kubbeli son cemaat yeri ile tek kubbeli ana mekandan oluşur. Son cemaat yeri ile minare iki renkli taştandır. Taç kapı ve mihrap  özenli taş işçiliği gösterir. Pencereler sütunlara oturmuş sivri kemerlerle çevrelenmiştir.  Bu eserde kültürlü bir yaratma zevkinin ve çok kuvvetli bir süsleme tekniğinin bütün ölçüleri bir arada görülür.

Elti Hatun Türbesi-  Mazgirt ilçesinde bulunan Elti Hatun Türbesi 14. yy eseri bir kümbettir.  İçinde ikisi büyük, birtaneside küçük olmak üzere birbirine bitişik üç tane mezar bulunur.

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanında bulunan kız kardeşi elti hatun hastalanır. Artık öleceğini hissettiği zamanda kardeşi Uzun Hasan’a: Ben yılandan çok korkarım şayet ölürsem benim tabutumu yere gömme. Bana bir kümbet yapıp tabutumu burada astır, diye vasiyette bulunur.  Kardeşinin ölümünden sonra isteğini yerine getiren Uzun Hasan Bugünkü elti hatun türbesini yaptırır. İçerisine uzunca bir zincir asarak kardeşinin tabutunu hayada kalacak şekilde bir zincire asar. Rivayete göre ertesi gün kız kardeşinin tabutunu ziyarete gelen Uzun Hasan türbenin kapısını açar açmaz kız kardeşinin tabutuna sarılı büyük bir yılan görür ve irkilerek geri kaçar Tanrı buyruğuna karşı gelinmez, mukadderata boyun eğmek gerek deyip havada sılı duran tabutu zincirden indirir ve toprağa defnettirir.

Zincir hala kümbetin tavanında dört halkası ile sarkık durmaktadır.

Türbeye ait bilgileri içeren kitabenin, türbenin restorasyonu sırasında muhafaza altına alınacağı kaydıyla ilgililer tarafında götürüldüğü söylenmektedir.

Türbenin içinde bulunan mezarların bir tanesinin elti Hatun’a Bir tanesinin Uzun  Hasan’ın annesine, bir tanesi de  Uzun Hasan’ın yeğenine ait olduğu söylenmektedir.

Ovacık-Zeranik,

Hozat Segedik
ve Masumupak Kalesi