Erenler Yolu
Tunceli İnanç esasları
Tevhit: De ki: O Allah tektir. Allah, Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır, O hiçbir şeye muhtaç değildir.) Doğurmamış ve doğmamıştır ve O’nun hiçbir eş ve benzeri yoktur.” İhlas Sûresi
“Göklerde ve yerde olan her şey O’nu tenzih eder. O üstündür ve yüce hikmet sahibidir. Göklerin ve yerin saltanatı O’nundur. O diriltir ve öldürür ve O her şeye kadirdir. Evvel ve ahir, zahir ve batın O’dur ve O her şeyi bilendir.” Hadid: 1-3
“O, öyle bir Allah ki, O’ndan başka bir ilah yoktur. Gizliyi de bilir, görüneni de. O, Rahman (dünya ve ahirette varlık rahmetini her şeye sunan) ve Rahim (dünya ve ahirette has rahmetini yalnızca mü’minlere sunan)dır. O, öyle bir Allah ki, O’ndan başka bir ilah yoktur. Her şeyin sahibidir. Ayıplardan ve noksanlıklardan münezzehtir. Esenliktir ve kullarını esenliğe erdirir. İnanan ve inandırandır. Her şeyi koruyandır. Mutlak saltanat sahibidir. Eksiklikleri giderendir. Uludur. Allah müşriklerin şirk koştuğu şeylerden münezzehtir. O Allah, yaratan, var edip olgunlaştıran ve şekil verendir. Bütün güzel adlar O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa O’nu tenzih eder. O mutlak üstünlük ve hikmet sahibidir.” Haşr: 22-24
Allah, göklerin ve yerin Nur’udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir. Nur-35
PEYGAMBERLER
124 bin peygamber gelmiştir. Her devirde her topluma gelen bu peygamberler insanlığı doğruluğa ve güzel ahlaka davet etmek için çalışmışlardır. Bunların çoğu gizli gelmiştir.
Davut, Musa, İsa ve Muhammed peygamberler kitap verilen dört büyük peygamber olarak kabul edilir ve iman edilir. Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran haktır ve kabul edilir.
ADEM ve YARADILIŞ:
Bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.” demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.” Allah şöyle dedi: “Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.” Bakara-30
“Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.” Ahzap-72
Ademe verilen emanet nurdur. Bu nur bütün peygamberlerden gelip son peygamber Muhammed Mustafa’da nübüvetini tamamlamış, Ehlibeyt’te geçen nur velayet ile kendini devam ettirmiştir. Ve bu nur kıyamete kadar devam edecektir. Zalimler bu nuru söndürmek istese de başaramayacaklardır.
“İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır.”Saf-8
“Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız kaf-16
insanı bilmeden Hakkı bilmenin yolu yoktur. O nedenle esas olan insandır.
HAKKI GÖRMEK DİLER İSEN
SURETİ İNSANA BAK
GEZME AVARE HALKI
CAN İÇİNDE CANANA BAK
NOKSANİ BABA
KAİNATIN AYNASIYIM
MADEMKİ BEN BİR İNSANIN
HAKKIN VARLIK DEYASIYIM
MADEMKİ BEN BİR İNSANIM
AŞIK DAİMİ
SON PEYGAMBER MUHAMMED MUSTAFA
İki cihan serveri Muhammet Mustafa cümle insanlara şefaatci olandır. Bu cihan Muhammet Mustafa’nın güzel cemali için yaratılmıştır. Bütün peygamber ve Veliler nurdur. Peygamberde nurdur.
”Artık Allah’a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır” Kegabun-8
“Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah’a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr’sin, her şeye gücün yeter.” Tahrim-8
Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. Hz.Muhammed
BU ALEME BİR NUR DOĞMU
MUHAMMED DOĞDUĞU GECE
KANDİLDEN BİR NURDAN İNDİ
MUHAMMED DOĞDUĞU GECE
ŞAH HATAYİ
Tunceli inaç esasları Muhammed Ali, Ehl-i Beyt ve Oniki Imam Sevgisi ile kuruldu
“Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor”. Ahzap-33
Allah’ın istemesi mutlak yerine gelen bir olaydır. O yüzden Ehlibeyt tertemizdir. “Allah’ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: “Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr’dur, çok affeder; Şekûr’dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder.” Şura-23
Ehl-i Beyt sözcük olarak ev halki demektir. Hz Muhamed’in Ev halki yani Ehl-i Beyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşur. Peygamber bu beş kişiyi abasının altına alarak “Allah’ım bunlar benim ev halkımdır bunları seveni sev…” duasını okuyarak yukarıdaki ayetin gereğini yerine getirmiştir.. Ehl-i Beyt halk arasinda Pence-i Al-i Aba olarak da adlandırılır. Oniki imamlar ise Hz. Muhammed’in soyundan gelen velayet nurudur.
Oniki Imamlarin adlari sirasiyla söyledir:
Hazreti Ali(r.a):
Hicret’ten Kabe’de dogmus, 63 yasında şehid edilmiştir. Allah’ın Aslanı, Şahı-Velayet, Emiril Mümin. Şahsuvarı işlam, Ebu Turap, gibi ünvanlarla anılmıştır.
La Feta İla Ali, La Seyfa İlla Zülfikar.
Ben kimin mevlası isem Alide onun mevlasıdır.
Ali İle Ben bir nurdanız. Hz.Muhammed Mustafa
İmam Hasan:
Hz. Ali den sonra gelen Ikinci Imamdir. Hazreti Ali’nin büyük ogludur. Hicretin ikinci ya da üçüncü yilinda dogdu (625). Hazreti Muhammed adini << Hasan >> koymustur. Künyesi << ebu Muhammed >> olup lakaplari << Taki >>, << Zeki >> dir. << Hasan’ül – Mücteba >> da denir. Anasi, Hazreti Muhammed’in kizi Fatima Ana’dır. Halk arasında Fatma ya da Fatma Ana diye anilir ve çok sevilir.
İmam Hasan, her bakimdan üstün bir kisiydi. Hz. Ali’nin ölümünden sonra Imam olmus, halk da kendisine uymustu. O sirada Sam Valisi’yken devlet baskanligini türlü oyunlarla elde etmis olan Muaviye’ye mektuplar yazarak yola getirmeye calismissa da, basaramamisti. Adamlarinin hiyaneti yüzünden Halifeligi ona birakmak zorunda kaldi. Medine’de hiç bir seye karismadan yasadigi sirada Muaviye tarafindan karisina zehirlettirildi. Ölümü: 669
İmam Hüseyin:
Üçüncü Imamdir. Dogumu: 626. Babasi Hazreti Ali, anasi Fatma’dir. Adini Hazreti Muhammed koymustur. Künyesi << ebuAbdullah >>, lakaplarý << el-Sehit >>, << el-Sibt >>, << Zeki >> ve << Mübarek >> tir. Bes erkek, üç kiz çocugu olmustur. Bunlardan tarihe ve edebiyata geçen << Zeynel’ Abidin >> ile << Zeynep >> tir.
Hazreti Hüseyin, Kerbela’da sehit edilmistir. Türbesi Kerbela’dadir. Ölümü 680 tarihindedir.
Hasan ile Hüseyin, Hazreti Muhammed’in ciğer pareleridir.
İmam Zeynel’ Abidin:
Dördüncü Imamdir. Hazreti Hüseyin’in ogludur. Anasi Sehribanu’dur. Dogumu: 659. Künyeleri << ebu Muhammed >>, << Ebul Hasan >>. Ünlü lakabi << Zeynel’ Abidin >> dir. Çok bilgili, çok iyi huylu, sabirli ve üstün bir insandi. Kendisine kötülük edenlere bile iyilik ederdi.
Zeynel’ Abidin, Kerbela faciasinda bulunmus, hastaligi yüzünden, babasi Hüseyin savasa girmesine izin vermemisti. Kerbela’dan Küfe’ye, oradan da Sam’a götürüldü. Zencire vurulmus olarak Yezid’in önüne çikarildi. Serbest birakildi, Medineye döndü. Ölünceye dek orada kaldi. Ölümü 719. .
İmam Bakir:
Besinci Imam olup babasi Zeynel’ Abidin’dir. Medine’de, 677 tarihinde dogmustur. Künyesi << ebu Cafer >> dir. En yaygin lakabi << Baki >> dir. Ölümü: 733. Büyük bir bilgin ve çok cömert bir insandi.
İmam Cafer Sadik:
Altinci Imam olup babasi Imam Bakir’dir. Dogumu: 699. Künyesi << ebu Abdullah >>; en yaygin lakabi << Sadik >>’tir. Çok bilgili ve iyi ahlakliydi. Onun zamaninda Emevi Devleti yikildi, yerine, Bagdat’ta Abbasogullari Devleti kuruldu.
Cafer Sadik, hiç bir siyasal olaya karismadi. 765’te Medine’de öldü.
Bektasi ve Alevilerin tarikat kurallarini ögreten ve adina << Buyruk >> denilen bir kitablari vardir ki, Cafer Sadik’a mal edilir. Kendisi mezhep kurmadigi halde, ölümünden sonra taraftarlari, onun sözlerine ve eserlerine dayanarak
İmam Musa Kazim:
Yedinci Imamdir. İmam Cafer’in ogludur. 745’te dogdu. Yaygin olan künyesi << Ebul Hasan >> dir. Ünlü lakabi << Kazim >> dir. Abbasi hükümdari Mehdi, Musa Kazim’i Bagdad’a getirtti, zindana attirdi. Bir süre sonra Medine’ye gönderdi. Harun hükümdar olunca kendisini Bagdad’a getirterek sehit etti ( 799 ).
İmam Riza:
Sekizinci Imamdir. Babasi Imam Musa Kazim’dir. Dogumu: 770’tir. Künyesi << Ebul Hasan >>; ünlü lakabi << Riza >> dir. Medine’de dogdu. Abbasogullarindan Memun tarafindan zehirlendi. Mezari Horasan’da Tus kenti yakinlarinda bir köydedir. Çok bilgili ve tedbirliydi. Horasan bölgesini Muhammed Ali yoluna kazandıran imamdır.
İmam Muhammed Taki:
Dokuzuncu Imamdir. Medine’de dogdu ( 811 ). Imam Riza’nin ogludur. Künyesi << ebu Cafer >> ve << Taki >> dir. 835’te Bagdat’ta öldü. Zehirlendigi söylenir. Dedesi Musa Kazim’in yanina gömüldü.
İmam Naki:
Onuncu Imamdir. 829’da Medine’de dogdu. Künyesi > Ebu Hasan >>, lakabi << Askeri >> dir: << Ali’ül Hadi >>, << Naki >>, << Hadi >> de denir. Semira’da ( Bagdat ) öldü ( 868 ). Orada yatmaktadir. Abbasoglu Mutemed tarafindan sehit edildigine inanilir.
- Hasan Halis: Hicri 232’de dogmus, 260’da Samarra’da vefat etmistir. Bir evladi olmustur.
On birinci Imamdir. 846’da dogdu. Babasi onuncu imam Naki’dir. Anasi Susen Hatun’dur. Künyesi << ebu Muhammed >>, lakabi << Askeri >> dir. << Hadi >> ve << Samit >> de denir. 874’de Samira’da öldü. Babasinin yanina gömülmüstür.
İmam Mehdi:
On ikinci ve sonuncu İmamdir. Babasi İmam Askeri, anasi Nercis Hatun’dur. Künyesi << Ebul Kasim Muhammed el – Mehdi >>, lakaplari << Mehdi >> ve << Sahib Zaman >> dir. Babasinin ölümünden sonra halktan gizlenmisti. Bu ilk gizlenise Gaybet-i Sugra ( kücük gizlenis) denir. Bu gizlenis sirasinda ümmetine elçilik yapan ebu Hasan Ali ölünce, Gaybet-i Kübra ( büyük gizlenis ) baslamistir. Mehdi sır makamındadır. Bu sıra fakıf olmak ancak velilere mahsustur. Sır makamından çok gelip gitdiştir dünyaya.
Müslümanlar Hz. Muhammed?den sonra 73 firkaya ayrilacaklar ve Ehl-i Beytin, Oniki Imamlarin yolundan gidenlerin disindakiler cehenneme gideceklerdir. Ehl-i Beytin, Oniki Imamlarin yolundan gidenler Firkayi Naciye veya Güruh-u Naci olarak adlandırılır. Demek ki Ehl-i Beyt sevgisi inancın esasini olusturur. Tevella ve teberra anlayisi da bu sevgiden kaynaklanır. Tevella Ehl-i Beyti, Oniki Imamlari, Ondört Masumlari, Onyedi Kemerbestleri ve onların yolundan gidenleri sevenleri sevmek, teberra ise onlari sevmeyenleri sevmemektir.
Hak Muhammed Ali geldi dilime
Mürvet günâhıma kalma yâ ali
Külli günâhımı aldım elime
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
Hadîce Fâtıma mihr-i mahabbet
Yine senden olur kuluna rahmet
İmam Hasan İmam Hüseyn mürüvvet
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
İmam Zeynelâbidîn’e erelim
İmamların dîvanına duralım
Doksan bin erlere niyâz edelim
Mürvet günâhıma kalma kalma yâ Ali
İmâmı Ca’fer’dir dîdemin nuru
İmam Bâkır imamların süruru
Dilerim çektirmeye âh ü zârı
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
Mûsi-i KÂzım’dan İmamı Rızâ
Umarım inâyet edesin bize
Günahım çok benim deyeyim size
Mürvet günâhıma kalma ya Ali
İmam Taki İmam Naki’dir virdim
Anlara sığındım dayandım durdum
Hasan-ül-Asker’e yüzümü sürdüm
Mürvet günâhıma kalma ya Ali
Pir Sultan’ım tamam oldu sözümüz
Muhammed Mehdi’ye var niyâzımız
On iki imâma bağlı özümüz
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
PİR SULTAN ABDAL
Ondört Masum
Muhammed Ekber, Abdullah bin Imam Hasan, Abdullah bin Imam Hüseyin, Kasim, Zeynelaba, Kasim bin Zeynel-abidin, Ali Eftar, Abdullah bin Imam Cafer Sadik, Yahya el-Hadi, Salih, Tayyib, Cafer bin Muhammed Taki, Cafer bin Hasan Askeri, Kasim bin Muhammed Taki.
Onyedi Kemerbest
Imam Hasan, Imam Hüseyin, Hadi-i Ekber, Abdülvahid, Tahir, Tayyib, Turab, Muhammed Hanefi, Abdurrauf, Ali Ekber, Abdülvahab, Abdülcelil, Abdurrahim, Abdülmuin, Abdullah Abbas, Abdülkerim, Abdüssamed
İSLAMİYETİN DÖRT KAPI KIRK MAKAMI
Muhammed Ali yüce Tanrı’ya ulaşmanın yolunu Dört kapı kırk makamda açıklamış ve yaşamışlardır. Velayet yolunu takip eden veliler, Erenler dört kapı kırk makam üzeri Yüce Tanrı’ya ulaşmış ve sırlara vakıf olmuşlardır.
Hacı Bektaş-ı Veli Makalat isimli eserinde bu dört kapı kırk makam yolunu açıklamış ve yaşatmıştır.
“Adem, Tanrı’ya kaç makamda erer, onu bildirir. Pes Kutb-ı Alem buyurur kim, Çalab Tanrı’ya kırk makamda erer, dost olur. Onu Şeri’at içimde, onu tarikat içinde, onu ma’rifet içinde, onu hakikat içindedir.“ Hacı Bektaş-ı Veli
Kişi hata ve kusurlarından arınmak için öncelikle tövbe etmeli ve Yüce Tanrı’ya yönelmelidir. Yüce Tanrı’ya layık kullarını bulmalı ve onlarla dost olmalıdır.
ŞERİAT Kuralları anlatır. Şer kötü manasındadır. Seri-at yani kötülüğü at demektir. Kötülüğü üzerimizden atmak için oluşturulmuş kuralların tamamını anlatır. Peygamberlerin getirdiği Tanrı kuralları bunun içindir. Birde insanların kuraları vardır. İnsanların kurallarının ismi Hukuk’dur. Yüce Tanrı’nın yasaları değişmez. İnsanların yaptığı yasa değişir. İnsanlar yüce Tanrı’nın yasalarından her zaman ilham alır fakat kendi yasalarını kendileri oluştururlar.
1) İman etmek, Allah’a, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahiret gününe
2) İlim öğrenmek,
3) İbadet etmek, (Salat, Oruç, Haça gitmek, cenabetten temizlenmek, Seferberlik olunca kaçmamak)
4) Helal kazanmak, ribayı haram bilmek
5) Nikah kıymak,
6) Bayanların özel hallerine saygı
7) Cemaate uymak,
8) Şefkatli olmak,
9) Temiz yemek ve temiz giyinmek,
10) İyiliği emredip, kötülüğü menetmek
ŞERİAT kapısı İslam kurallarının olduğu kapıdır. İki cihan serveri Muhammed Mustafa’nın bizlere bıraktığı kuralları içerir. Bu kurallara uyarak kulun kötülüklerden arınmasını sağlar.
TARIKAT kötülüklerden uzaklaşan kişi yola girerek kıldan ince kılıçtan keskin Allahın yolunda yaptığı seyri ifade eder.
1) Bir Mürşid’e Talip olup ikrar vermiş,
2) Hak yoluna yoluna mürit olmak
3) Sac gidermek,
4) Mücadele etmek,
5) Hizmet etmek,
6) Korkmak,
7) Ümit etmek,
8) Hırka, Zembil, Makas, seccade, tesbih, ibadet, hidayet etmek.
9) Nasihat ve Muhabbet’ tabi olmak,
10) Işık, Aşk ve fakirlik
11) Can makamı
MARİFET: kötülükten uzaklaşan ve yoldan yürümeye başlayan kişi yolculuğunun sonucunda islamı kendi yaşamında yaşar ve buna uygun yaşam tarzını ortaya koyar
1) Edep,
2) Korku,
3) Perhizkarlık,
4) Sabır,
5) Utanmak,
6) Cömertlik,
7) İlim,
8) Miskinlik,
9) Ma’rifet,
10) Kendini Bilmek.
.
HAKİKAT Gerçek, ve Hakikatin ulaşıldığı noktayı ifade ederi
1) Toprak olmak,
2) Yetmiş iki millete bir gözle bakmak,
3) Elinden geleni yapmak,
4) Yaratılmış olandan emin olmak,
5) Varlıkta Yüce Tanrı’yı bulmak ve tabi olmak,
6) Sohbet etmek, hakikatın sırrını söylemek
7) Seyir,
8) Sır saklamak,
9) Allah’a Münacaat,
Bu kırık makam eksiksiz olarak tamamlanırsa kişi Hakikat sırlarına erer ve nur ile nur olur.
Kaynak : Hacı bektaş-ı veli’nin Makalat isimli eserinden alınmıştır. Bu eserin okunmasını tavsiye ediyoruz.
Derleme : cemhaber
Tarih : 08.11.2015
.
SECDE ADEME :
SECDE: “ O vakit biz meleklere, “Âdem’e secde edin” demiştik de İblis dışında tümü secde etmişti. İblis yan çizmiş, kibre sapmış ve nankörlerden olmuştu “ Bakara 34
Hakkın ilahi emrine uygun olarak ibadetlerimizde seçdenin ademe olduğunu benimsemiş ve Adem vasfına sahip olan Muhammet Ali, Ehlibeyt, oniki imamlar, nebiler ve evliyalar secde kapısı kabul edilmiştir. Bu anlamda Nefsini bilen rabbini bildi Ayetine uygun olarak Allah’ın ben sizinle kalbiniz arasındayım… Ben size Şah damarınızdan daha yakınım… emrince Adem’deki emanete seçde etmeye devam etilmektedir.
.
Buyruga Göre Inanc Esaslari Ehlibet-12 İmamlar yoluna uygun olarak 7. İmam Caferi Sadık Öğretisi yüzyıllar boyunca örnek alınmaya devam edilmiştir. İmam Caferi Sadık’ın esaslarının Toplandığı BUYRUK isimli kitaplarda yazildigina göre İslam yolu üc sünnet ve yedi farza dayanir. Bu temel esaslara uymak zorunludur. Üc sünnet ve yedi farz sunlardir:
Üc sünnet yedi farz
Üc Sünnet
- Dilini tevhid kelimesinden ayirmaya.
Gönlünden düsmanligi gidere, kimseye kin ve kibir tutmaya, kiskanclik etmeye, hirsina uyup seytana gönül vermeye ve
3. Sözü Hakkin kudreti ola, kimseyle kavga etmeye, kimseye düsmanlik yapmaya.
Yedi Farz
- Cok sir saklaya,
Talip binbir ise, bir otura ve bir dilden söyleye,
3. Hakkin terazisine itaat ede, yaptigi bir günaha bin özür ve niyaz eyleye, kimsenin giybetini etmeye ve yalan yere and icmeye, yalan söylemeye,
4. Mürebbi hakkina itaat ede, emrine uya,
5. Kusak kusana, halifeden el alip, tövbe eyleye,
6. Musahibini hakikatte Hak cemiyetine eristire,
7. Halife?den tac ve kisvet kabul eyleye. Özünü seyhlere ulastira Bu yol üzere olmayana sofu diye inanmayasaniz.
Bir kisi bunca farzdan ve sünnetten düsse, ona derman yoktur, sürgün olur, yüzü karadir.
Oniki Sart
- Cömertlik 2. Mutluluk 3. Ibret 4. Gayret 5. Sohbet
Mürüvvet 7. Sefkat 8. Sefkat 9. Ikram 10.Tevella
11.TeberraOniki islek - Evvel kendi özünü hassas etmektir
Marifet tohumunu ekmektir
3. Sefkat beslemektir
4. Riza etegini tutmaktir
5. Hikmet sifatini sem etmektir
6. Özünü hizmet hürmetin saklamaktir
7. Özünü mukarribiyle hudetmektir,
8. Özünü sabir ehline vermektir
9. Muhabbet kilesiyle ölcmektir
10.Takva degirmeninde özünü arindirmaktir
11. Su ile yugurmaktir
12. Iradet tennurunda pismek ve ihlas sofrasina girmek , özünü dervislere ve fukaralara sarfetmektir.
Eline Diline Beline Hakim Olmak
Eline, diline, beline hakim olma kurali ahlak sisteminin adeta simgesidir. Eline bagli olmak, elinle koymadigini almamak, diline bagli olmak gözünle görmedigini söyleme mek ve beline hakim olmak helalinden gayrısını kuşak çözmemektir. Bu kural Alevi toplumunun cok güclü ahlak sisteminin özetidir ve Muhammet Ali yolu Dedelerimizin deyimiyle “kildan ince, kilictan keskindir”. Yolun bu kurallarina uymayanlar düskün sayilirlar. Düskünler toplumdan soyutlanirlar, isledikleri hatanin durumuna göre degisik sekillerde cezalandirilirlar. Alevi toplumunda kadin erkek yasamin her alaninda esittir. Calisirken de, ibadet ederken de kadin erkek birliktedir. Kadin olsun erkek olsun esinden sikayetini Dedeye iletebilir, suclu bulunursa düskün edilir. Alevilerde sosyal yasamin her alaninda kadinin da erkekle birlikte ve esit olarak yeralmasi bunu cekemeyenlerce cesitli iftiralara da konu olmustur.
MUHARREM ORUCU
Bütün Peygamberler tarafından tutulmuştur. Hz. Muhammed 10 gün tutmuştur. Kerbelaya denk geldiği için tamamen matem halini almış ve diğer imamlar içinde 2 gün eklenerek 12 gün olmuştur.
Hz. Hüseyin?in acimasizca sehit edilmesinin anisina yüzyillardir Muharrem ayinda oruc tutulur. Muharremin birinci günü baslanan oruc Oniki Imamlar askina oniki gün tutulur. Ondört Masumlar icin fazladan oruc tutanlar da vardir. Muharrem Orucu sirasinda Hz. Hüseyin?in susuz sehit olmasi anisina su icilmez, kurban kesilmez, tras olunmazdi. Aksamlari Kerbela olayini anlatan kitaplar okunurdu. Allahın Bela ve rahmet kapıları Muharrem’in 10.gününe denk gelmiştir. Müminler kurtuluşa ermiş münafıklar ise beka denizinde boğulmuşlardır.
HIZIR ORUCU
Heryıl Ocak ayından Subat ayinın ortalarına kadargeçen süre içerisinde ise üc gün Hizir Orucu tutulurdu. Her yil 6 Mayis günü Hizir Ilyas günü kutlanir. Hizir karada, Ilyas ise denizde zor durumda kalanlara yardim ederler inanci vardir. Hızırın her yerde hazır ve nazır olduğu kabul edilir ve her zaman “Yetis Ya Hizir” diyerek yardım istenir. Oruçlar Salı başlar ve Perşembe bitirilir. Perşembe hızır gecesidir. (Cuma Geceside denir.) İbaetler edilir Dilek ve istekler dualar edilerek oruç tamamlanır. Gavur pişirilir ve öğütülerek elenir. Gece bir odaya bir tepsinin içinde bırakılır. İyi kalpli kişilerin dua ve ibadetleri kabul olursa Hızır Geceleyin pençesini vurur inancı yüzyılardır yaygın olarak köyümüzde devam etmiştir.
Cemlerde, Hizir orucunda, Abdal Musa törenlerinde ve Kurban Bayraminda kurbanlar kesilir.
İbadet (CEM)
Breysel ibadette zaman ve şekil şartı yoktur. Gizli olması aşırıya kaçılmaması şartı esastır. Bunun dışında toplu ibadet cem ibadetidir. Kuran-ı Kerimdeki orta veya halka namazı diye bahsedilen ibadetin kendisidir. Beygamberimiz zamanında kırkların yaptığı biçim esas alınmış ve peygamber gibi geceleri yapılmıştır. (Müzemmil Suresi) Daha sonraki dönemlerde seyyitlerin Horasan ve Orta asyada Türklerin içinde inançın yayılması ile birlikte saz da ceme girmiş ve yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Velayet makanın yani Muhammet Ali yolunun temsilcileri olan seyyitler yani dedeler bu ibadetleri icra edmişlerdir. Üzerinde kul hakkı olanlar küskün ve dargınlar ibadete giremez. Taki üzerlerindeki hakları ödesinler ve rızalık alsınlar.
Cemleri daha cok hasat döneminden sonra yapilir. Cemlerin cuma aksamlari yapilmasi gerekir. Cuma aksami persembe aksamina verilen addir. Dedeleri talipleri köylerde ziyaret ettiginde Cem yapilacagi duyurulur. Ceme katilacak olanlar yanlarinda niyaz veya lokma adi verilen yiyecekler getirirler. Cemler büyük evlerde yapilir. Dede cem yapilacak yerin baskösesinde bulunan posta oturur. Cemde Oniki hizmet vardir. Bu Oniki hizmetin sahipleri sunlardir:
- Dede (Mürsid)
Rehber
3. Gözcü
4. Ceragci (Delilci)
5. Zakir (Asik)
6. Ferras (Süpürgeci)
7. Sakka (Ibriktar)
8. Kurbanci (Sofraci)
9. Pervane
10.Peyk (Davetci)
11.Iznikci(Meydanci)
12.Bekci
Cem töreni Oniki hizmetin yerine getirilmesinden olusan kutsal bir ibadettir. Cem icerisinde semah da edilir, Pir Sultan’dan, Hatayi’den, Kul Himmet’ten deyisler söylenir. Lokmalar dagitilir. Kerbela Olayi anilir. Cem’de musahipler görülür, küskünler dara kaldirilir, toplumun önünde hakli haksiz belirlenir, suclu olanlarin gerekli cezalari verilir. Cemlerde verilen cezalara uyulur, aksi halde toplum disina itilmek kacinilmazdir Cemler düzenli olarak yapilan ibadetlerdir. Cemlerin yanisira Sultan Nevruz, Muharrem Orucu, Hizir Orucu, Hidirellez, Kurban Bayrami, Abdal Musa Lokmasi da önemli günlerindendir.
NEVRUZ : Ilkbaharin baslangici ve Hz. Ali’nin dogumu sayilan Nevruz (21 Mart) aksami Sultan Nevruz olarak adlandirilir ve Cem yapilir. Kerbela Olayi’nin anlami büyüktür. Yine kis aylarinda Abdal Musa Lokmasi düzenlenirdi. Abdal Musa Lokmasi icin evler dolasilarak lokmalar toplanir, kurbanlar kesilir cem yapilir, ertesi gün pisen lokmalar dagitilirdi. Abdal Musa lokmasinin topluma yararli olacagina, ürünlerin bereketli olacagina inanilirdi