Bozatlı Hızır ve Hızır Orucu
Her Gördüğünü Hızır, Her Geceyi Kadir Bil
Hızır, tüm zamanlarda görülen ve ilmi ledun bilgisine sahip sırlar aleminin sultanıdır. Farklı insan kılığında, kişileri imtihan ederek onların dertlerine çare bulan gizemli varlıktır. Allah’ın gizli sırlarını taşıyan bir elçi gibi görülmektedir. Hızır, Abı Hayat (Ölümsüzlük Şerbeti) suyu içtiği için ölümsüzdür.
Hızır’ın diğer adı Hıdır’dır. Bozatlı Hızır, Kıratlı Hızır, Hızır Nebi, Hızır Aleyhiselam isimleri ile de anılmakta ve çağırılmaktadır.
Hızır’ın sırrına ermek imkansız gibidir. Zaman ve biçim üst bir kişidir. Bütün peygamberler ve veliler Hızır ile karılaşmışlardır. Hızır Nuh peygambere yardım etmiş, Musa peygambere mürşitlik etmiştir. Hızır’ın hikayeleri dilden dile yüzyıllardır tüm dünyada anlatılmaktadır.
Ehlibeyt ocakları ve talipleri arasında Hızır’ın inancı çok belirgin şekilde yer almaktadır. lokmaları dağıtılır, Hızır’ın aşkı için oruç tutulur, cemi düzenlenir ve kurban kesilir.
Her yılın ocak ayından başlayarak Şubat ayının ortalarına kadar Hızır orucu tutulmaktadır. Bunun sebebi Ehlibeyt ocaklarının taliplerini görmek için zamanlarının yetersizliğidir. Hızır orucu tutanlar rüyada dileklerinin yerine getirildiğini görürlerse muratlarının olacağına inanırlar. Hızır’ı rüyalarında görenler lokma yaparak veya Hızır aşkına kurban keserek tamamlarlar. Günümüzde 13-14-15 Şubat oruç tutmak gelenek haline gelmiştir. Türkiye’nin bazı yörelerinde altı gün bazı yörelerinde yedi gün oruç tutulmaktadır. Bazı kişiler ise yılın her Perşembe günü oruç tutarlar. Oruç için pazartesi Akşamı niyet edilir ve oruca başlanır. Perşembe günü ise Hızır günüdür. Hızır orucu Perşembe günü tamamlanır. Hızır orucu saat ve dakikaya indirgenmeden güneşin batımından sonra oruç açılır ve yatmadan önce başlanır. Hızır orucu isteğe bağlıdır.
Bazı kişiler Perşembe akşamı evlerine bir tepsi içerisinde ve öğütülmüş buğday ile yapılan “gavut” veya un koyarlar. Dilekleri kabul olan temiz kalpli kişinin evi Hızır tarafından ziyaret edildiği ve kavut veya unun üzerine pençesini vurduğuna inanılmaktadır.
Hızır orucu Peygamber ve Ehlibeyt’ten kalmıştır. Hızır orucu ile birlikte Hızır Cem’i yapılır.
Hz Muhammed’in torunlarının hastalanması
İmam Hasan ile İmam Hüseyin hastalanır. Hastalıkları geçmeyince Hz. Fatma çocukların bu halini babası Hz. Muhammed’e iletir. Hz. Resul bunun üzerine, kızına üç gün orucu tutmasını önerir. Hz. Ali’de niyet ederek Hz. Fatma ile birlikte 3 günlük oruç tutarlar. Birinci gün akşam olur, sofrayı kurarlar. Tam oruçlarını açacakları zaman kapı vurulur. Kapıyı açarlar. Karşılarına yaşlı biri çıkar “Ya Ali ben yoksulum ve kaç günden beri açım der, Hz Ali bunun üzerinde sofralarında olan lokmayı gelen Kişiye veriri ve oruçlarını su ile açarlar. İkinci gün; yine oruç tutarlar akşam olduğunda oruçlarını açacakları vakit yine kapı çalınır. Kapıyı açarlar karşılarına yaşlı biri çıkar “Ya Ali ben yetimim kaç günden beri açım” der, o günde yiyeceklerini o yetime verirler ve oruçlarını su ile açarlar. Üçüncü gün de aynı şey olur, bu defa gelen esir olduğunda, söyler ve o da Hz. Ali’den yiyecek ister. Hz. Ali o günde yiyeceklerini esire verir ve oruçlarını su ile açarlar. Hz Ali’nin ve Hz Fatma’nın bu cömertlikleri Allah katında kabul olur ve Hz Hasan ve Hz Hüseyin iyileşirler.
Hz. Resullullah “o gelenler kimdi? Tanıdın mı? ya Ali” der. “Sana ayandır Ya Allah’ın Resulü” der. Hz. Peygamber gelenlerin Hızır olduğunu söyler ve “sizlerin sabrını ölçtü Ya Ali” der.
Ehlibeyt ocakları ve Talipleri bu geleneği günümüze kadar sürdürmüşlerdir.
Hızır Gölü, Hızır Mağarası, Hızır Köprüsü, Hızır Evi,Hızır geçiti,Hızır Ziyareti, Hızır Çeşmesi gibi Hızır’ın görüldüğü yerlerde Hızır makamları vardır. Hızır’ın görüldüğü yere bazen büyük taş konarak Hızır oruçlarının açıldığı zamanlarda burada Hızır lokmaları dağılmaktadır.
“Hızır yardımcın olsun”, “Hızır gibi Yetiştin”, “Hızır Eli değmiş”, “Kul bunalmazsa Hızır yetişmez”, “Hanene Hızır uğrasın”, “Hızır yoldaşın olsun” gibi dua ve tabiler halk arasında söylenir.
İran, Suriye, Lübnan , Fas, Cezayir, Irak, Türkmenistan, Mısır, Azerbaycan gibi birçok ülkede Hızırın makamları bulunmaktadır.
HIZIR-İLYAS her yıl 6 MAYISDA BULUŞUR.
Hızır ile İlyas ölüsüzlük şerbeti içtikleri için ölümsüzdür. Hızır karada İlyas denizde görev yapmaktadır. Altı Mayıs günü bir gül ağacının altında buluştuklarına inanılır. Bu günde Hıdırelez törenleri düzenlenmektedir.
Ya Ali, ya ilva Şah-ı Sultan Ali
Ya Ali, ya ilya Faz-ı yezidanım Ali
Zulüm deryasında nur edip gelen
Hızır îlyas Şahı merdan Ali dir
Garibin mazlumun halini biten
Hızır İlyas Şahı merdan Alidir.
Kuran’da Hızır.
Derken orada sevgili kullarımızdan bir kul buldular. Biz ona tarafımızdan bir bilgi öğretmiştik. Musa ona “Sana öğretilen bilgiden bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim” dedi. “Doğrusu sen benimle beraber olmaya dayanamazsın. Aklının almayacağı şeye nasıl dayanacaksın” dedi. Musa ise: “İnşallah beni sabırlı bulacaksın, sorun çıkarmam merak etme” dedi ..
Madem öyle, eğer bana uyacaksan, ben sana açıklama yapıncaya kadar hiç bir şey hakkında soru sormayacaksın” dedi. Ve yürüdüler. Bir gemiye binince o gemide bir delik açtı. Musa: “İçindekiler boğulsun diye mi deldin onu, Bu yaptığın çok kötü bir şey” dedi ..
“Benimle beraber olmaya dayanamazsın dememiş miydim” dedi ..
Musa: “Neyse unutmuşum, suçlama beni, söylediğime de fazla takılma” dedi ..
Yine yürüdüler ..
Nihayet bir gence rastlayınca onu öldürüverdi ..
Musa: “Haksız yere masum bir cana mı kıydın, Bu yaptığın çok kötü bir şey” dedi ..
“Benimle beraber olmaya dayanamazsın dememiş miydim?” dedi ..
Musa: “Tamam, tamam, eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık benimle ilişkiyi kesersin, o zaman haklısın” dedi ..
Yine yürüdüler ..
Nihayet bir kasaba halkına varınca onlardan yemek istediler. Ancak onlar kendilerini misafir etmekten kaçındı. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. O, duvarı onardı ..
Musa: “İsteseydin yaptığına karşılık ücret alabilirdin” dedi ..
“İşte şimdi, seninle yol ayrımına geldik. Şimdi sana o kabullenmekte zorlandığın şeylerin içyüzünü açıklayacağım” dedi ..
İlk olarak o tekne, geçimini denizden sağlayan yoksul insanlara aitti. Ben ona hasar vermek istemedim, çünkü peşlerinde bütün sağlam gemilere el koyan bir hükümdar vardı. O gence gelince, anne-babası mümin kimselerdi. Gencin anne-babasını azgınlık ve küfür ile yoldan çıkarmasından korktuk. Rablerinin ondan daha temiz ve merhamete yatkın bir evlat vermesini istedik ..
Gelelim duvara, o duvar şehirde iki öksüz çocuğa aitti. Altında onlara miras kalmış hazine gömülüydü. Babaları da iyi bir zat idi. Rabbin istedi ki o öksüzler ergenlik çağına ulaşsınlar da Rabbinden bir sevgi ve merhamet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Bak bütün bunlar kendiliğimden yaptığım işler değil. İşte senin bir türlü anlayamadığın olayların iç yüzü” [Kehf suresi 18/65-82. ayetler]
HAK AŞIKLARIN DİLİNDE HIZIR.
Nesimi yüzüldü Mansur asıldı
Ali düldüle bindi küffar basıldı
Nice ulu sular arktan kesildi
Aktı kör pınarlar ne çaylar oldu
Ya Hızır ya hızır ya hızır
Ne çaylar oldu…
Seyit Nesimi
Bismillâh dedim de girdim helâle
Gözüm açıb baktım bir hûb cemâle
Sıdk ile çağırdım ceddim Celâl’e
Eriş Hızır Nebî cânı gözlerim
Bin bir ad vardır bir adı Hızır
Her nerede çağırsam orada hazır
Ali padişahtır Muhammed vezir
Bu fermanı yazan Ali değil mî
Pir Sultan Abdal
Çok günah işledim senin katında
Eriş Şah-ı Merdan sen imdad eyle
Kul daralmayınca Hızır yetişmez.
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Yalvarması boynumuza farz oldu
Edep erkan Mü’nıiniere ar oldu
Mü’minn secdesi Hakk niyaz oldu
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kim kalidir mahşehre kalan davaya
Şah Hasan’a agu verdi Maviye
İmam Hüseyin mürivet eyle canıma
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Musa ka/im ile salayı veren
İmam Kıza ile mescide giren
Taki ile Taki canıma gelen
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Asker nin askerine katılan
Kul olup Belh Buhara’da satılan
Çul Küfe şehrinde nara atılan
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Kırklar Cemine beraber gelen
Server Muhammed’in bacını alan
Sancağı çekip Zülfikar çalan
Yetiş Hızır nebi sen imdad eyle
Fakir Edna’m derki bu sırra eren
Üstadım Hatayı darına duran
Tamuda yanar mı nurunu güren
Yetiş Hızır Nebi sen imdad eyle
Fakir Edna
Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyas ola abıhayat içmiş gibi
Yunus Emre
Zulmet deryasını nur edip gelen
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Gariban mazlumun halini bilen
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Bir anda cevelan eder cihanı
Kalbi saf olanın dest ü damanı
Bir ismi Behrûz’dur lisanı Süryani
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Merdi meydan eylemektir iyi er
Gafil olma kardeş çerağın söner
Her gördüğün Hızır bilmektir hüner
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Ehl-i iman eyler ikrar sebatı
Kendinde seyr eder sıfatı zatı
Hızır ile içen Ab-ı Hayat’ı
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Şükrü Metin baba bu demden içer
Sâk-i kevser’le Sırât’ı geçer
Hızır’ı ademde arayıp seçer
Hızır-İlyas Şâh-ı Merdan Ali’dir
Şükrü Metin Baba
Elaman mürver huzura geldik
Yardım Eyle bize Bozatlı Hızır
Yüz sürüp yerlere yardım diledik
Yetiş yardım eyle Bozatlı Hızır
Seni seven canlar elini açmış
Hızır günü diye dua’ya durmuş
Nebilik, Velilik tek tek sana gelmiş
Yetiş yardım eyle Bozatlı Hızır
Kemter Derviş diler özüne himmet
Mahrum etme beni eyle mürüvvet
Evliya, enbiyanın yüzü suyu hürmet
Yetiş yardım eyle Bozatlı Hızır
Kemter Derviş
Misafir aşk kapusunun dilidir
Hızır’ı sev kim sahibinin gülüdür
Tanrı misafiri pirim Ali’dir
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Bir eve kahrola misafir gelmez
Çalınsa çırpınsa ektiği bitmez
Çağırsa bağırsa bir yere yetmez
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Yavan yaşık bizim yüzümüze güle
Büyük küçük onu hep Hızır bile
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Misafir gelir ki kısmeti bile
Misafir Hızır’dır özrünü dile
Hatayi’m uğruyu tut ver gele ele
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Şah Hatayi
Açıldı can gözüm gör seyranımız
Hazreti Hızır asıl üstadımız
Kırk sekiz Cumadır bizim bayramımız
Senede gelene haczet kalmadı
Ey Nurettin Seyfi vardır da elin
Kimse bilmez senin esrarın halin
Hızır vardı yeşil eli dolum
Ekşi üzüme hacet kalmadı
Seyit Nizam oğlu
Kul Ahmed’im çok ağladı çok güldü
Boz atlı Hızır bize kılavuz oldu
Car diyen kulların carına geldi
Yürü Sultan Hızır car günün geldi
Yetiş merdan Ali car sende kaldı
Kul Ahmed
Bin bir ad vardır bir adı Hızır
Her nerede çağırsam orada hazır
Ali padişahtır Muhammed vezir
Bu fermanı yazan Ali değil mî
www.cemhaber.com
Nihat Vural